Assassin’s Creed: Revelations ile ilgili geçtiğimiz haftadan beri yapılan tartışmalar artık doruk noktasına ulaşmış durumdayken ve insanlar işin içinden çıkamaz hale gelmişken, yapılacak en iyi şey, konuyla ilgili bir makale yazmaktır.
Oyun nerede geçecek? Düşmanlarımız kimler olacak? Minarelere tırmanıp imamları mı keseceğiz? Hangi padişahın dönemini kapsayacak? Altair mi, Ezio mu, yoksa Desmond mı olacak? Siz en iyisi daha fazla kafanızı karıştırmayın, çünkü bugüne dek yazılmış en kapsamlı Assassin’s Creed: Revelations yazısı ile karşınızdayız…
Ah İstanbul, İstanbul olalı…
İki gün önce, aynı gün içerisinde önce oyunun çoklu oyuncu detayları açıklandı, ardından da “bu bilgiler nereden geliyor yahu?” diye soranlar da olmadı değil. Bilgiler ve ekran görüntüsü Game Informer’ın bu ayki sayısından alınmıştı. Yani bu derginin taramaları internete düşmüş demekti. Bekleyiş yalnızca üç gün sürmüştü.
Biz de üzerimize düşeni yaptık ve sizlere tüm detayları sunmaya çalıştık. Öncelikle oyun Konstantinopolis şehrinde, yani günümüz adıyla İstanbul’da geçecek. Burada bu şehir ismi karmaşasına bir açıklık getirelim. Ubisoft’un amacı, “Konstantinopolis mi, yoksa İstanbul mu?” tartışmalarını daha da alevlendirmek değil.
Şehirden Konstantinopolis adıyla bahsetmelerinin sebebi, şehrin adının o dönem
Tabii ki o dönem şehre İstanbul diyenler de vardı halk arasında, hatta özellikle 1800 yılından sonra İstanbul adı halk arasında tamamen yaygınlaşsa da, 1453 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedildiğinde şehrin adı Konstantiniyye olarak kabul edilmiş ve bütün resmi yazışmalarda bu isim kullanılmıştı. Kısacası ortada ne Türk düşmanlığı ne de başka bir şey var diyebiliriz.
Şehrin adı ne olursa olsun Ubisoft yetkilileri İstanbul’u kalabalık, multi-kültürel ve egzotik bir şehir olarak tanımlıyorlar bunu belirtelim. Şehrin dört ana bölgeye bölünerek, Konstantin, Beyazıt, İmperyal ve Galata olarak oyun içerisinde yer alacağını belirtmişler.
Game Informer editörleri, Ubisoft’un kendilerine şehri yukarıdan gösteren bir teknoloji videosu izlettiğini ve şehrin devasa olduğunu belirtiyorlar. Şehir için en az Roma kadar yoğun ama emin olun ki ondan çok daha büyük bir şehir diye bahsedilmiş.
İstanbul gibi çok nüfuslu ve yoğun bir şehri oyuna yansıtmalarının kendilerini oldukça zorladığını belirten Ubisoft yetkilileri, bu iş için 200 kişinin çalıştığını belirtmişler. Yalnızca onlar değil Ubisoft’un Amerika dışında yer alan diğer stüdyolarının da oyunun yapımı için çalıştıklarını yani dev bir ekiple birlikte serinin son halkasını hazırladıkları söyleniyor. Ubisoft bu ekip için tarihimizin en büyük oyun geliştirme ekibi oldu diyormuş.
Bir tek İstanbul mu olacak?
İstanbul oyunun büyük bir bölümünü kaplıyor olsa da, oyunun geçtiği tek bölge burası olmayacak. Oyunda ayrıca Kapadokya’yı da görme fırsatımız olacak. Bu bölgenin yerin altında bulunması, birbirinden karışık tünellerle dolu olması ve Ezio’nun en büyük düşmanlarının altında yer alıyor olması nedeniyle, Assassin’s Creed tarihinde görülmemiş bir deneyim sunacak deniyor.
Kapadokya için 10.000 kişinin yüz yıldan fazla süre yaşadığı devasa bir bölge olarak bahsediyor Ubisoft’tan Alex Amancio. Oyunun açılışı ise serinin sevenleri tarafından hemen hatırlanacak olan Masyaf Kalesi’nde yapılacak. Ezio 50 yaşında ve Masyaf Kalesi’ne gelerek, ondan önce yaşayan ve bilgeliğiyle tanınan Altair’i aramaya koyulacak.
Bilindiği üzere Ezio hiç bir zaman bir Assassin olmayı istememiş, hayat şartları onu bu mesleğe yönlendirmişti. İşte şimdi o Ezio, geçmişine bakacak ve kendine soracak: “Acaba olmak istediğim gibi bir hayat yaşayabildim mi?”
Oyun Masyaf’ta başlayacak ve Altair’in izinden giden Ezio, o dönemin Tapınak Şövalyeleri tarafından Masyaf Kalesinin istila edilmiş olduğunu görecek. Bunun üzerine Masyaf’tan toplamaya başladığı izler onu İstanbul’a kadar sürükleyecek ve serinin son macerası tüm dünyaya uzun yıllar boyunca ağzı açık olarak baktıran İstanbul’da sona erecek.
Ezio’nun İstanbul’a geldiğinde amacı, Masyaf Kalesi’ni kurtarmak amacıyla toplaması gereken beş mührün sonuncusunun İstanbul’da Tapınak Şövalyeleri tarafından ele geçirilmiş olması. Ezio’nun bu mührü alabilmesi için şehrin önde gelen yöneticileriyle sıkı fıkı olması ve onlara yardım etmesi gerekecek.
“Tapınak Şövalyeleri çoktan bu mührü aldılar ve sizin yapmanız gereken öncelikle bu şövalyelerin kimler olduğunu bulmak. Ardından onları kimin yönettiğini öğrenerek mührü geri almak olacak.” sözleriyle açıklamış Alex Amancio bu durumu. Ezio İstanbul’a adım attığında, Yusuf Azim adındaki usta suikastçi ile tanışır.
Burada önemli bir nokta var. Öncelikle Ezio’nun kökenlerinin bir şekilde Bizans’a dayanması ve Bizans Kralı’nın Tapınak Şövalyeleri ile sırt sırta vermiş olması nedeniyle, Ezio büyük bir ikilem içerisinde kalacak. Fakat oyunda Bizans Kralı Manuel Palaeologos’un Tapınak Şövalyeleri’ne zorla bağlı olduğu ama gerçekten onların yanında yer alıp almayacağının şimdilik açıklanmayacağını belirtmiş Alex Amancio.
Tarih karmaşasına son!
Kısacası, oyun tam olarak I. Selim, yani Kanuni Sultan Süleyman’ın babası Yavuz Sultan Selim’in tahttan ineceği ve yerine Kanuni Sultan Süleyman’ın geçeceği dönemi anlatıyor. Bu şekilde de oyunun hangi dönemde geçip hangi dönemi anlatacağı tartışmalarına da bir nokta koymuş oluyoruz artık. Tabii ki oyunun kronoljik kurgusu bilinmiyor ama kapsayacağı dönem bu dersek, kesinlikle yanılmış olmayacağız.
Ezio, İstanbul’da 1. Selim’in kardeşi, Şehzade Ahmet ve o dönem 17 yaşında olan Süleyman ile tanışacak. Özellikle 17 yaşındaki bu gencin ne kadar ihtişamlı bir lider olabileceğini sezen Ezio, Süleyman’a oyun boyunca birçok konuda yardımcı olacak ve onu destekleyecek.
Aynı şekilde Süleyman’da oyun sırasında yavaş yavaş Süleiman The Magnificent yani Muhteşem Süleyman olarak anılmaya başlayacak. Ezio aynı zamanda artık kadınlarla gönül eğlendirmeyi bırakarak aşık olacağı kadını bulacak. Bu kadın ise İstanbul’da bir kitapçı dükkanı sahibi olan Sofia Sorto olacak.
Oyun boyunca aradığımız mühürleri buldukça, mühürlerin aslında basit mühürler olmadığı, Ezio’nun atalarının sakladığı ve dünya üzerinde yaşayan ilk uygarlığa ait kutsal emanetler olduğu anlaşılacak. Şöyle bir düşünürsek Desmond, Animus’a bağlanarak Ezio’nun anılarını yaşıyordu. Belki de bu kutsal emanetler, Ezio’nun atası Altair’in anılarına hükmetmesini sağlayacak anahtarlar olabilir ne dersiniz?
Bunların haricinde Assassin’s Creed: Revelations direkt olarak Altair, Ezio ve Desmond’ın birbirleriyle iç içe geçen hikayesini sonlandırmayı hedefliyor. Yani Ezio ve Altair ile olan birlikteliğimiz bu oyunla birlikte sona erecek. Şahsi fikrim olarak Ubisoft’un bu seriye son vereceğini düşünmediğimden ileride yeni karakterlerle tanışma şansımız olacak gibi duruyor şimdilik.
Yeni oyun, yeni araçlar, yeni silahlar…
Her Assassin’s Creed oyununda yeni bir araç ya da silahla tanıştığımız gerçeğini hepimiz biliyoruz. Fakat bunlardan hiçbiri bu oyunda yer alacak olan “Hook Blade” yani “Kanca Bıçak” diyebileceğimiz araç kadar oyunun oynanışına ve gidişatına etki etmemiştir.
Dediğimiz gibi Ezio, İstanbul’a geldiğinde bu icattan bihaberdir. Yusuf Azim usta, kendisine bu buluşu anlattığında ve cevap olarak “hiç bir fikrim yok” cümlesini duyduğunda oldukça şaşıracak çünkü o dönem İstanbul’da Assassin’ler arasında oldukça sık kullanılmaya başlamış bir araç Hook Blade.
Hook Blade’in ne olduğunu biraz daha açmamız gerekirse, bu aracı, Batman’in kullandığı Line Launcher’a benzeyen ve Ezio’nun gizli bıçaklarına eklenmiş bir parça gibi düşünebilirsiniz. Kıvrımlı uçları sayesinde kanca etkisi yaratan bu araç, “ziplines” adı verilen noktalarda kullanıldığında çatılardan çatılara geçişinizi sağlayacak.
“Zipline ne ola ki?” diye soranlardansanız eğer, hala günümüzde bazı apartmanların arasında görmeye devam edebileceğiniz, iki bina arasına asılan ve makaralı sisteme sahip olan ve bir poşet ya da sepet bağlanarak apartman daireleri arasından birbirinize çeşitli cisimleri göndermeye yarayan halat sistemi dersem sanırım anlatabilmiş olurum.
Her neyse, Hook Blade sayesinde İstanbul’u gezmeniz yüzde 30 oranında hızlanacak ve oyun sırasında yapmakta olduğunuz “Free Run” çok daha eğlenceli bir hale gelecek diyor Alex Amancio.
Hook Blade’in oyunun dövüşlerine de aynı oranda etkili olacağını söyleyelim. Onun sayesinde çatılardan geçerken düşmanlarınızın üzerine atlayabilecek ve savaşlar başlatabileceksiniz. Ayrıca Hook Blade’i düşmanlarınıza atarak onları itip çekebilmek gibi aksiyonlara da sahip olacaksınız.
Bu Hook Blade sayesinde savaşlardan kaçmanız da mümkün olacak diyen Amancio, durumu şöyle anlatmış. Örneğin görünmek istemediğiniz bir yerde bir düşmana göründünüz ve üzerinize gelmeye başladı diyelim. Bir anda üzerine doğru koşmaya başlayacaksınız, Hook Blade’i çekip düşmana saplayacak ve Hook Blade aracılığıyla kendinizi düşmanın üzerinden fırlatacak ve hiç durmadan koşmaya devam edeceksiniz. İşte Hook Blade böyle bir araç.
Bu geniş Hook Blade açıklamasının ardından, Ezio’nun kazandığı yeni bir yetenek sayesinde oyunda artık bombalar üretebileceksiniz. Aslında bu oldukça basit bir “crafting” sistemi olacağından yapımı pek de zor olmayacakmış bombaların. Fakat çok fazla çeşitin olması sayesinde oyun stilinize uygun bombalar yaparak kendinizi sürekli olarak içerisine düştüğünüz durumları, ürettiğiniz bombalarla çözerken bulacaksınız diyor Amancio.
Oyunda 300’ün üzerinde farklı bomba çeşidi olacak ve bunların da yarattığı etkiler ve güçleri kullandığınız malzemelere göre değişecek. Bombalardan biri flashbang etkisi yaratırken, diğer biride sis bombası olacak. Bu sis bombaları eski oyunlardaki Smoke Bomb’un yerini alacakmış.
Kartal Gözü gitti, Kartal hisleri geldi
Ezio eski oyunlara göre artık çok daha zeki ve bilge olacağından, Eagle Eye yerini Eagle Sense denilen bir sisteme bırakmış. Ezio’nun hislerinin atalarından kaynaklı olarak evrimleştiğini belirten Amancio, bu hislerin Ezio’ya, uzakta konuşanların cümlelerini duyabilmek, heyecanlanan bir rakibinin kalp atışlarını duyabilmek gibi yetenekler kazandıracağını söylüyor.
Eagle Sense sayesinde uzaktaki bir düşmanınıza odaklanabilecek ve geçeceği yolları önceden kestirerek ondan kaçabilecek, tuzak kurabilecek, pusuya düşürebilecek ya da yoluna bombalar döşeyebileceksiniz. Özellikle bu alışılmadık 6. his olgusu oyunun ne şekilde bir aşama kaydettiğini göstereceğinden eminim ki oyunun sevenleri tarafından çok beğenilecektir.
Tüm bunların haricinde oyunun oynanışı ile ilgili de büyük değişiklikler geliyor diyor Amancio. Ezio bu oyunda usta suikastçi olarak yer alacak ve gençlere mental açıdan yardımcı olmak zorunda olacak. Ayrıca Assassin’ler ile Templar’lar arasında varolan ve İstanbul sokaklarına kadar uzayan bir savaşı bitirmek de Ezio’nun elinde olacak. Alex Amancio, Brotherhood’daki “Borgia Towers” sistemini oldukça beğendiklerini ve önce bu sistemden yola çıktıklarını fakat sonuç olarak bambaşka bir şey elde ettiklerini söylüyor.
Oyunda her bölgede Assassin’s Den denilen mekanlar olacak. Bu bölgeyi ele geçirebilmek için orayı işgal etmiş olan Templar’ları temizlemek zorunda olacaksınız fakat bu sistem her Assassin’s Den’de yeni bir hikayeyi anlatarak size sunulacağından eski Borgia Towers’tan çok daha farklı bir deneyim sunacak gibi geliyor bana.
Her bölgeyi aldığınızda artık orası sizin İstanbul içerisindeki gizli bölgeniz olacak. O bölgedeki binalara çeşitli iyileştirmeler yapmanıza olanak sağlıyacak. Bölgeyi ele geçirip binalara yükseltmeler yaptığınızda ise o bölgede daha fazla “Zipline”lar oluşacak ve etrafta dolaşmanız çok daha kolay bir hale gelecek. Yani Ubisoft yine bize oyunun senaryosunu oynamadan önce tüm İstanbul’u aldıracak desenize siz şuna.
En büyük farklılık ise, Brotherhood’da bir Borgia Kulesi’ni aldığınızda onun sonsuza kadar sizin buyruğunuzda kalıyorken, İstanbul’da işler daha karışık olacak. Bir Assassin’s Den’i aldığınızda oraya Tapınak Şövalyeleri saldırabilecek ve siz orayı korumak zorunda kalacaksınız. Bu sistem bana Grand Theft Auto: San Andreas’ta varolan bölge sistemini hatırlatmadı değil hani.
Fakat şehir oldukça büyük olduğundan bu iş Assassin’s Creed: Revelations’ta dev bir şehirde Tapınak Şövalyeleri ile satranç oynamaya benzeyecek. Görevinizi yapmanız gereken bir bölgeyi ele geçirerecek daha avantajlı konuma gelmek, o süreçte saldırılan başka bir bölgeyi korumaya çalışmak oyuna oldukça renk katacak orası bir gerçek.
Desmond’un yolculuğu
Eğer Brotherhood’u oynamadıysanız, yazının bu bölümünü atlamanızı tavsiye ediyorum. Zira hikayenin gidişatı ile ilgili önemli bilgiler içerecek. Neyse, eğer Brotherhood’u bitirdiyseniz, oyunun sonunda Desmond’un komaya girdiğini de hatırlarsınız. Animus’a girip girmeyeceği konusunda bir bilgimiz olmasa da, Desmond’un bu kez kendi bilinçaltında Animus’un yükleme ekranı olan The White Room’da ve hikayenin akışı ile ilgili önemli bilgiler içerecek olan The Black Room’da varolacağını biliyoruz.
Desmond hakkında bundan başka bir bilgi verilmediği için yazacaklarımız tahminden öteye gidemiyor. Yalnızca tek bildiğimiz, Desmond’un girmiş olduğu komadan uyanabilmesi için, kendi çatırdayan aklını tamir etmesi gerekeceği. Bunu yapabilmesi için de, Altair, Ezio ve kendisi arasındaki önemli bir anı yaşayarak çözümlemesi gerekecek. İşte yalnızca bu önemli an onun uyanmasını sağlayacak. Bu son sözler de Alex Amancio’ya ait.
Sonuçta Desmond, Animus tarafından tahribata uğrayan tek kişi değil diye de ekliyor Amancio. Bu bölümde en çok merak edilen, The Black Room adı verilen bölgenin bizlere Desmond’un bilinçaltı dışında neler gösterecek olduğu eminiz ki. Ben en az sizler kadar bu konuyu merak ediyorum sevgili okuyucular.
Son sözler…
Oyunun çoklu oyunculu seçenekleriyle ilgili bir haber yapmış olduğumuzdan ve tüm detayları ortaya dökmüş olduğumuzdan tekrar bahsetmemeyi seçtim. O detaylara da buradan ulaşabilirsiniz. Sonuç olarak sanırım aklınızda kalan birçok soruyu ekarte etmeyi başaracağını düşündüğümüz bir makale çıktı ortaya. İşte yeni Assassin’s Creed hakkında bugüne dek edinilen tüm bilgiler bu kadar.
Assassin’s Creed: Revelations piyasaya sürülene dek ya da birkaç oyun içi video yayımlanana dek merakımız sürecek belki ama en azından uzun süre beklemeyecek oluşumuz bize ilaç olacak bu dönemde. Sonuçta oyun bu yıl içerisinde oyuncularla buluşacak ve büyük ihtimalle serinin son ama en iyi oyunu olarak tarihteki yerini alacak. Ben bıçaklarımı biledim ve beklemeye başladım. Size de hazır olmanızı tavsiye ediyorum.
Ayrıca Ubisoft’ta da bir kaç sorunuz olduğuna eminim. Subject 16 kimdir? Lucy, Rebecca ve Shaun’un son durumları ne oldu? İlk uygarlığa ne oldu? Juno ve Minerva’nın ilk uygarlıkla bağlantıları nedir? Altair’e ne oldu? Altair, Ezio ve Desmond arasındaki bağ nedir? neden bu üç karakter dünyanın kaderini değiştirecek kadar önemliler? Son tapınak nerede?
İşte bu sorulara Ubisoft cevap vermek zorunda. Alex Amancio ise bu konuda cevapların hepsine ve hatta daha fazlasına ulaşacağımızı söyleyerek içimizi rahatlatıyor. Eğer sözlerinde dururlarsa, serinin sevenleri yıllardır bekledikleri tek şeye kavuşmuş olacaklar. O şey ne mi? Tabii ki cevaplar…